Kayıtlar

Ocak, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Siz olsanız kaçardınız değil mi?

Resim
Ankaragücü 'nün bu haftaki Manisaspor maçında yaşananları görmüşsünüzdür. Ankaragücü taraftarının basiretsiz yönetimlerine bitmek bilmeyen öfkesi, son haftalarda iyice Ümit Özat'a doğru yönlenmişti. Haftalardır aralarında adeta soğuk bir savaş sürüyordu. Ümit'in saçma sapan demeçleri, taraftarın, takımın ne oynadığından, aldığı sonuçtan tamamen bağımsız şekilde her maç sürdürdüğü sert tepkiden sonra bu hafta tam anlamıyla işin iyice b.ku çıktı. Bazı arkadaşlar maçları, film izler gibi izliyor. Sahada olan biteni film sanan, o izledikleri adamların hayal kahramanı değil, senin benim gibi insan olduğunu anlayamayan adamlar var. Bir dahaki maça kadar hayatlarına devam etmediklerini, televizyonda yaşadıklarını sanıyorlar! Sen adamın anasına, bacısına küfür et, sonra bir de üzerine uç, adam da kendini korumasın!! Neden efendi gibi tekmesini yemiyor değil mi??? Ümit Özat'ı zerre kadar sevmem. Futbolculuğunda en çok dalga geçtiğim adamlardan biriydi. Fakat şu olan bitene ba

50 metreden üzerine gelen topları tutabilir...

Resim

SOL AÇIK EMRE - SAĞ AÇIK YEKTA

Resim
BURSASPOR: 2 - GALATASARAY:0 Eskiden Bursaspor Galatasaray'ı yendiği zaman Bursa'da adeta hayat dururdu, insanlar kutlama yapmaya sokaklara çıkardı. Ben de maçı ya statta binlerce ya da televizyonda onlarca fanatik Bursasporlunun arasında seyrediyor olurdum ve tüm o hengamenin ortasında karışık duygularla evin yolunu tutardım... Bugün ise herşey bu bahsettiklerimden çok farklıydı. Yine maçı yaklaşık 100 civarı fanatik Bursasporlunun arasında seyrettim ama daha ilk dakikadan farklı bir şey vardı. Maç başladı, Bursaspor top yapamıyor falan ama anaa bir baktım tüm Bursasporlular galibiyetten emin! Derken Bursaspor ilk golü attı, tek abartılı sevinen yok! Herkes normal olan bu der gibi duruyor... Galatasaray'ın yeni transferlerini falan değerlendiriyorlar kendi aralarında, "bu Culio GS'da harcanıyor yazık adama" vs. şeklinde... Neyse derken 2. gol geldi yine aynı... Maç bitti, insanlar hiçbir şey olmamış gibi sessizce evlerine dağıldılar... Ne Ufuk'un fezadan

HAYATIMIN FİLMLERİ #40.The Ring#

Resim
40.The Ring (2002) Yönetmen: Gore Verbinski Oyuncular: Naomi Watts, Martin Henderson, Brian Cox Imdb notu: 7.2 Halka (The Ring) çekilmeden önce, Amerikan korku sineması adeta can çekişiyordu. 2. sınıf vampir/kurt adam filmleri ve "Scream" 'in öncülüğünde tekrar hortlayan 70li yılların meşhur "Slasher" filmlerinden başka doğru dürüst korku filmi çekmeye cesaret edebilen kimse yoktu. Benim nefret ettiğim "Blair Cadısı" bile bu yoklukta kabul gördü. Halka, 2000 'lerin başında korku türünü tek başına hayata döndürürken, daha sonra çekilen onlarca korku filmini doğrudan ya da dolaylı olarak etkiledi. Film o kadar etkileyiciydi ki, insanlar farkında olmadan uzun, düz ve siyah saçlı kimselerden korkmaya başladılar! :) 1998 yapımı Hideo Nakata'nın yönettiği "Ringu" isimli Japon filminin yeniden çevrimi olan The Ring'i çoğu eleştirmen orjinali kadar beğenmese de, bu harika senaryonun milyonlarla buluşmasını bu Hollywood yapım

TAŞLANMIŞ KOT GİYMEYİN !!!

Resim
Futbol ezilen halkların mutluluğudur blogunda okuyunca, sarsıldım birden.. Askerlik günlerimde yaşadığım bir olayı hatırladım. Daha önce bir yazımda da bahsetmiştim . Askerliğimi yaparken, eğitimde ayak bileğimdeki bağları koparmıştım. MR için Bingöl'deki birliğimden Elazığ Askeri Hastanesine sevkedilmiştim. Hastaneye gidip gelirken KTM denen (konvoy toplama merkezi) bir yerde kalıyordum. Yaklaşık 700 askerle birlikte... Hepsi tedavi için çevre illerden gelmişti. İçlerinde bir iki gün kaytarmak için birşeyler uyduran da vardı, cidden benim gibi elini kolunu kırıp gelen de... Herkes birbirinin hastalığını merak ediyor, birbirine "hadi len yedin askerliği olm" diye takılıyordu. Şanslı olan bazılarımız 3 hafta, 1 ay kadar hava değişimi alıyordu ama hiç çürük raporu alan duymamıştım. Bir gün herkesten çok daha genç gözüken bir çocuğu etrafındakilere "ben çürük raporu aldım yarın memleketime dönüyorum" diye anlatırken gördüm. Her önüne gelene bunu anlatıyordu. Mu

ELDE VAR BİR

Resim
GALATASARAY: 1 - SİVASSPOR:0 (Servet) Hücum varyasyonu olarak çok büyük değişiklikler göremedik belki bugün ama özellikle Yekta ve Culio ikilisinin orta sahaya getirdikleri zeka/teknik sayesinde takımın en az yüzde elli iyileştiğini söyleyebiliriz. Koca bir ilk yarı boyunca ne Misimoviç ne de Elano bu ikisinin şu tek maç oynadığı kadar yararlı olmamıştı! Büyük konuşmak istemiyorum ama bu iki adamın önümüzdeki 4-5 yıl Galatasaray orta sahasının bel kemiği olacağını hissediyorum! Sivasspor'un yakaladığı yüzde yüz iki pozisyon vardı. Birinde Ufuk harika kurtardı ve ilk kez bu hafta gözümde "maç kurtaran kaleci" görünümüne bürünmeyi başardı. Culio ile ilgili sık bahsettiğimiz artılarının yanına bugün ilk eksisini "topla biraz fazla oynuyor" olarak düşebiliriz. Stancu da yumuşak bileklerini göstermeye başladı bugün hemen. Barış ilk yarı takımın en kötüsüydü ama ikinci yarı kondüsyonu sayesinde oyundan hiç düşmedi ve daha iyi oynamaya başladı, golde de payı büy

İyi ki doğdun büyük başkan...

Resim
Üç kuruşluk adamların kişisel şovlarını yaptıkları böyle garip zamanlarda, o kişilerin ağızlarına yakışmayacak bir isimdir Özhan Canaydın... Türk Telekom Arena'nın yapılmasında herkesten çok emeği olan kişidir... Galatasaray Formaları 'ndan çok güzel bir yazı.

Zapata-Stancu-Yekta ve 2.Yarıda Galatasaray

Resim
Culio ve Kazım'ın ardından üç isimle daha sözleşmeler imzalandı. Eksiklik hissedilen tüm bölgelere böylece gerekli takviyeler yapılmış oldu. Hagi'den ikinci yarıda çok daha pozitif bir futbol oynatmasını bekliyoruz artık. Yenilere şöyle bir bakacak olursak: İlk isim kaleci Zapata . 32 yaşındaki Kolombiyalı kaleci, bu üçlü arasında bonservis verilmeden alınan tek adam olmasına rağmen, en güvenmediğim de o. Açıkçası ismi dolanmaya başladığından beri bu transfere karşıydım. En az 4-5 yaş genç, daha iyi tanıdığımız bir kaleci tercih ederdim. Bence GS tarihinin en iyi 3 kalecisinden biri olan büyük Mondragon'un hemşehrisi olması nedeniyle fazla da sallamadan bekliyoruz bakalım :) Çat diye formayı Ufuk'tan alabileceğini sanmıyorum, özellikle 6 yabancı kuralı nedeniyle bol bol yedek oturduğuna şahit olabiliriz. Çok gerekli bir transfer değildi Zapata... 1.5 yıllık imzalanmış, umarım sürpriz yapar ve en azından "2. Leo" faciasını yaşatmadan sözleşmesini iyi anılarla t

"Ben artık Galatasaraylı değilim" (!)

Resim
Ne zaman oldun ki? Son yazısı burada . Şöyle demiş Hıncal Uluç: "Yıllar önce, Galatasaraylı olduğumu hissetmiştim, bir Galatasaray- Beşiktaş maçında.. Beşiktaşlı biliyordum kendimi.. Herkese de öyle söylüyordum.. Bir gün İnönü Stadı'nda maç 0-0 giderken, Galatasaray golü atınca kendimi ayağa fırlamış buldum.. Endişe ile etrafa baktım, "Gören var mı" diye.. Sonra iç sesimle konuştum.. "Oğlum Hıncal, ne kendini kandır, ne etrafını.. Sen resmen Galatasaraylısın.." 17 yaşına kadar Beşiktaşlıymış, sonra Galatasaraylı olduğunu bu şekilde farketmiş! Nasıl yani? Yahu takım tutmak böyle bir şey mi? Eşşek kadar adamsın ne olduğunu bilmiyor musun? Ali Sami Yen'e veda maçında da artık Galatasaraylı olmadığını farketmiş onu anlatıyor şimdi de! : "Maç 0-0 giderken, Beypazarı Şekerspor bir gol attı.. Kendimi sevinçle ayakta buldum birden.. Galatasaray'ın yediği gol hoşuma gitmişti. İçimden artık yenilmesi geliyordu. Etrafta kimse yoktu. Bu defa iç sesimle de

Provokatör belli nesini arıyorsunuz?

Resim
Kulüpten resmi açıklama geldi: Ceza vermek için "protestocuları" değil "provokatörleri" arıyorlarmış. Boşuna kamera kayıtlarıyla falan zaman kaybetmesinler, ben tek provokatörü açıklıyorum işte: İsmi Erdoğan Bayraktar. Nasıl bir ceza vereceklerse versinler bakalım.

Kupada devam...

Resim
Aslında bu maçla ilgili pekte bişeyler yazmak gelmiyor içimden ama her şeye rağmen, bizi geçen sene Türkiye kupasından eleyen Antalyaspor'u kupanın dışına itmek ve tutunacak tek dalımız olan kupada turu garantilemek güzel oldu! Takımın hücum gücü çok zayıf. Oynayanlara Baros, Kewell ve Pino eklenecek ama bu üçlü bu sene kaç maç beraber sahaya çıktı ki derseniz o da ayrı konu.. Antalyaspor Tita'nın yokluğunda organize olmakta çok zorlandı. Necati yine geçen seneki gibi sıkıntı çıkarmak için tek başına didindi durdu. Takımın iyilerinden biri de Sedat Ağçay'tı. Bu adam kadar antipatik futbolcu koca ligde zor bulunur bu arada. Bir de Yalçın Ayhan var tabi. Aynı takıma fazlaydılar zaten, Yalçın'ı Gaziantep'e kakalamaları iyi olmuş... Serkan tam anlamıyla vasat bir sağ bek olarak hayatına devam ediyor. 10 dakikada çift sarı karttan kendini attırmayı başararak bir kez daha gönüllerde taht kurdu. Daha çocuk yaşta dünyanın parasını verip alabilmek adına Bursaspor'la k

YENİ YUVAMIZ: TÜRK TELEKOM ARENA

Resim
Tüm bu olan bitenle ilgili görüşlerimi 3 başlıkta toparlamak istedim. Çünkü sapla samanı birbirine karıştırmadan, yaşanan her olayın birbirinden bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. 1) Yeni mabedimizin açılışı ve ilk maçımız: Açılış için hazırlanan şölen gerçekten etkileyiciydi. Böyle güzel bir stada yakışan bir açılış hazırlanmıştı. Ali Sami Yen'i unutmak imkansız ama artık burada yaşayacağımız başarılara konsantre olmalıyız. Bu çimenlerde, Ali Sami Yen'dekinden çok daha fazla unutulmaz maç oynarız inşallah. Maça gelirsek tadsız tuzsuzdu, umarım asıl açılış maçı olan Sivas maçında, daha derli toplu bir futbol izleriz. 2) Yapılan protestolar: İlk olarak şunu söyleyeyim, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar denen şahsın taraftar tarafından yuhalanması son derece doğal. Bu adam bu şekilde benim karşımda 2 dakika konuşsa bende yuhlarım, bende terslerim! O stadı babasının parasıyla yaptırmadı. Belirli bir yere gelmiş, defalarca bu tarz açılışlarda konuşma yaptığ

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

Resim
41.Ip Man (2008) Yönetmen: Wilson Yip Oyuncular: Donnie Yen Imdb notu: 8.2 Listemin "Issız adam"dan sonra 2. sürprizi de geldi :) Ip man, Türkiye'de gösterime girmediği için ülkemizde çok fazla bilinmeyen ve bu nedenle hakettiği değeri tam anlamıyla görememiş bir film. İzlemeden ahkam kesmeye bayılan tipler tarafından "amaan vurdulu kırdılı dövüş filmi işte ne olacak" diye küçümsenebilecek ama izleyipte derin hikayesinden ve dövüş sahnelerinin harika kareografisinden etkilenmemenin elde olmadığı muteşem bir film. İlla dövüş filmi diye niteleyeceksekte, gelmiş geçmiş en güzel dövüş filmi! Zaten sanırım Imdb notunun 8.2 olması dövüş filmi diyince Jackie Chan'i hatırlayan bir nesil için yeterinde açıklayacıdır. Birkaç ayda bir, mutlaka ya tümünü yada bir kaç sahnesini izlerim. Ip Man, 1940'larda Japonya'nın Çin'i işgalinin hemen öncesi ve işgali sırasında geçiyor. Çin dövüş sanatlarının merkezi olan Foshan kentinde yaşayan Ip Man

TEMİZLİK DEVAM EDİYOR

Resim
Ali Turan 'dan sonra takıma hiç yakışmayan 2. şahısla da yollar ayrıldı. Güzel şeyler de yaşamaya başladık sonunda. Bu ikilinin ayrılığı kadar olmasa da takımın geleceği adına olumlu bir diğer gelişme de Culio'nun bıraktığı ilk izlenim! Şampiyonlar liginde Roma karşısında attığı iki gol dışında hakkında pek fikrimiz olmayan, 27 yaşında olmasına rağmen bugüne dek adını duymadığımız bir oyuncu olduğundan herkesin endişeleri vardı. Hatta bana transferi, kariyeri, fiziği filan Marek Heinz'ı hatırlatmıştı. Şimdilik korktuğumuz gibi olmadı, adam çok mücadeleci, şutları iyi, çalışkan, tekniği de fena değil gibi... Henüz çok erken tabi ama dediğim gibi ben beğendim Culio'yu. Salı akşamı Ali Sami Yen' e yakışır bir veda gecesi yaşadık. Cumartesi günkü Türk Telekom Arena'nın açılışı da aynı görkemde olacaktır. Yeni reklamıyla yüzlerimizi güldüren Cem Yılmaz'ın ilk filmi gibi... Herşey çok güzel olacak.

BURASI SAMİ YEN BURDAN ÇIKIŞ YOK!

Resim
Çektiysen kahrımı, helal et hakkını zorlu sevdam hoşçakal.. Özledikçe buradan hasret gidermeye çalışırız artık... Elveda Ali Sami Yen... Bu arada üzüntüden halüsinasyon görmediysem Servet rövaşatayla gol attı! Türk Telekom Arena'da Allah hepimizin akıl sağlığını korusun.

Kısa kısa transfer dosyaları...

Resim
*Kazım Kazım Galatasaray'da: Çok doğal .. Şimdi Ömer Çatkıç, Bilica ve Batuhan'ı da alabilirsek 2. yarı kesin 17 de 17 yaparız. *Mehmet Çakır Trabzonspor'da: Zamanında yazmışım : "Fizik olarak futbolcudan çok manava benziyor ama Ceyhun Eriş'le beraber ligin en ne yapacağı belli olmayan "one man show" adamlarının başında gelir bence." Engin Baytar ne oynadıysa iki katını oynar, iyi transfer! *Necati Ateş Galatasaray yolunda: Galatasaray'daki ilk yıllarında uzun süredir bu kadar değişik meziyetleri olan bir forvetimiz olmadı diyordum ve en beğendiğim oyunculardandı ama bu saatte gelen Necati, Fatih Tekke'nin Beşiktaş'a verdiği kadar katkı verir! *Kadrodışı Cem Sultan Fenerbahçe yolunda: Bu iş böyle, insanlar ölene kadar genç yetenek olarak kalmıyor (Semih hariç). Bin yıldır GS da oynayan adama 20 yaşına geldiği halde hala "sen hep A2'nin gülü kalacaksın" muamelesi yaparsan, o da istediği yere gider, kimse de birşey diyemez

BEŞİKTAŞ'IN YENİ PORTEKİZ'LİLERİ

Resim
Beşiktaş'ın yeni transferleri hakkında iki satır da olsa karalamadan geçmeyelim dedim. Öncelikle Simao 'dan başlamak istiyorum, çünkü bence diğer iki transfer farklı, o farklı düşünülmeli. Barcelona'dan beri yakından takip ettiğim bir futbolcu, "iyi halt becerdim" anlamında söylemiyorum yanlış anlaşılmasın, adam o günlerden beri futbol piyasasının zirvesinden hiç düşmedi zaten. Herkes gibi bende takipteydim diyorum yani:) Yeteneklerinin yanında işin en güzel tarafı mükemmel bir takım oyuncusu olması. Şu an 31 yaşında, yani 2-3 sene daha üst seviyede hizmet edebilir. Kariyeri boyunca hemen hemen hiç sakatlanmamış bu adamı da sakatlamayı becermezlerse, en az Kewell'ın Galatasaray'a verdiği katkı kadar verecektir. Üç isim içinde en güzeli onun adını duymak. Beşiktaş'ın Kewell'ı! Esas oğlanı konuştuktan sonra şimdi diğer ikisine geçelim. İlki Hugo Almeida ... 1.90'ın üzerinde boyuyla, iri kıyım santrafor modeli. Son 4 yıldır Werder Bremen'deki