HAYATIMIN FİLMLERİ #22.Eternal Sunshine of the Spotless Mind#


22. Eternal Sunshine of the Spotless Mind  (2004)
Yönetmen: Michel Gondry
Oyuncular: Jim Carrey , Kate Winslet , Kirsten Dunst.
Imdb notu: 8.4

Uzun uzadıya giriş faslım yok bu film için, olamaz da. Özel bir film. İzlediğim en iyi aşk filmi...

"Neden bana azıcık ilgi gösteren her kadına aşık oluyorum.."
İsmi konusunda içimi dökerek başlamalıyım. Duyduğum en güzel, en orjinal isimlerden birine sahip film. Ama Türkçeye çeviren sivri zekalılar "Sil Baştan" diye kestirip atmışlar. Yahu hiç kasmayıp birebir Türkçe'ye çevirsen zaten "Lekesiz zihnimin sonsuz gün ışığı" oluyor fena mı?  Uzun olması sorunsa "Paramparça aşklar ve köpekler" ile "Ateşten kalbe akıldan dumana" çevirileri çok beğenilmedi mi? Bu arada film isminin Alexander Pope'un bir şiirinden aldığını ekleyelim.

Memento, Prestige, The usual suspects vs.. Bazı filmler tek izlemelik değildir. Bu filmi bence iki de değil, en az üç kez izlemek şart. Çünkü insan ilk izleyişte zaman atlamalarını ve anı-gerçek sahne geçişlerini takip etmekten filmin tam etkisine giremiyor. İkinci izleyişte herşey oturuyor, kurgunun mükemmelliği karşısında şaşırıyorsun, Jim Carrey bir daha komedi çekmesin diyorsun. Üçüncü izleyişte ise insanın içini acıtıyor!

Filmi henüz izlememişken sevenleri üzerindeki bu acayip etkisini farkedince, herkesin hafızasından sildirmek istediği bir aşk acısı mutlaka vardır, sanırım bu fikrin varlığı insanların hoşuna gidiyor ve bu yüzden de film bu kadar seviliyor diye düşünmüştüm. Filmi izledikten sonra nasıl yanıldığımı farketmek sarsıcı oldu. İnsanları asıl etkileyen eski aşkı silme fikri değil.. Silememek.. Silemeyeceğini bilmek..

"Birçok erkek benim bir kavram olduğumu yada onları bütünlediğimi yada onlara yaşadıklarını hissettireceğimi düşünürler ama ben huzur arayan kafası karışık bir kızım, kendi dertlerini bana yükleme!"

Jim Carrey ve Kate Winslett 'in ikisinin birden benim izlediğim en iyi oyunculukları bu filmde ki, Jim'in The Majestic'de, Kate'in de Titanic 'deki başarısını tekrar anmaya gerek var mı bilmiyorum?

Filmin en vurucu yanlarından biri de filme mükemmel uyumlu müziği:  Beck - Everybody's gotta learn sometime.  

23. sıradaki filmim Fight Club nasıl tam bir erkek filmiyse, bu da aslında o derece bir kadın filmi bence..  Benim kadar çok sevenlerin en az  yüzde 90 'ı kadındır diye tahmin ediyorum.

Joel'in zihninde dolanırlarken, anılarda normalde dikkat edilmeyen şeylerin bulanık veya silik olması filmin en değerli buluşlarından biri olmuş. Sonuçta gerçekte de 5-10 yıl önce bir kütüphanede yaşadığınız bir anıyı hatırlarken, raftaki kitapları hatırlamazsınız veya sokakta yaşadığınız bir şeyi hatırlarken önünde durduğunuz dükkanın tabelasında ne yazdığını hatırlamazsınız.. 

- Seni tavladım değil mi?
+Sen tüm insan ırkını tavlamışsın.

Yazının bu kısmından sonrası benim filmi izlerken aldığım kısa notlardan oluşuyor ve ağır
---spoiler--- içerir filmi izlemediyseniz okumanız kesinlikle tavsiye edilmez.

- Filmin ilk sahnesinde Joel uyanırken sokaktan bir araba sesi duyuyoruz bu, silme ekibinin gitme sesi.
- Joel yataktan kalkarken sağ koluna bakıp canı acır gibi hafifçe sallıyor çünkü geceki silme işlemi esnasında yatakta tepinen Mary bi ara yanlışlıkla onun koluna basmıştı.
- O gün işe gitmemeye karar verip izin almak için işyerini aradığında "ben Joel" diye iki kez tekrarlamak zorunda kalıyor. Çünkü ya (Clementine'in onda sevmediği yönlerden biri)  her zamanki gibi çok kısık bir sesle konuştuğu için karşıdaki sekreter sesini alamıyor ya da daha kötüsü çok silik bir tip olduğu için sekreter ilk seferde onu tanıyamıyor bile:(
- Joel'in beraber yaşadığı eski sevgilisi Naomi'yi film boyunca hiç görmüyoruz. Ama ben onun varlığını bilmenin de filme ayrı bir hüzün kattığını düşünüyorum.
- İlk 15 dakikası benim en sevdiğim kısmı. Metrodaki muhabbetlerine kadar Joel'in mutsuzluğu, yalnızlığı, şehrin soğukluğu ve sıkıcılığı Beck - Everybody's gotta learn sometime eşliğinde adeta insanın içine işliyor.
- Kızın dengesizliği ile çocuğun durgunluğu... Gerçekten uyumsuz bir çiftler ama.. Uyum nedir ki?

- Metrodaki sahnede Kate, Joel'in yanından ayrılırken aniden keyiflenip take care diyerek omzuna vuruyor.. Aslında karakteri gereği nedensiz de yapmış olması olası ama bence tam o esnada Joel'in elindeki deftere kendi resmini çizdiğini görerek seviniyor.
- Bu filmi en az üç kez izleyip özümsedikten sonra hala etkilenmeyenlere hem çok acıyorum, hem de çok özeniyorum. Ne mutlu ki böyle bir acı çekmemişler ve ne kötü ki çekmemişler...
- Metrodan indikten sonra Joel onu arabasına davet ettiğinde Clementine'in önce öne doğru bir adım atıp sonra aniden olduğu yerde zıplayarak sola dönüp arabaya doğru koşması çok hoşuma gidiyor. Hareket benim özel hareketlerimden biri oldu. Ara ara yerli yersiz kullanıyorum :)
- Telefonda Clementine'in "beni özledin mi?" sorusuna "garip ama evet" yanıtını verirkenki yüz ifadesinden Joel'in film başından beri ilk kez gerçekten mutlu olduğunu hissediyoruz! İlk gördüğü andan itibaren ondan hoşlanıyor ama bir yandan da aşırı canlılığından tedirgin oluyor. Oysa "garip ama evet" derken artık aşık ve gerçekten çok mutlu :)  
- Elijah Wood bu rolünden sonra yüzüklerin efendisi değil evlat olsa yine sevilmez.
- Buzun üzerinde yatarlarken Joel'in yıldız takımı isimlerini sallaması.. :)
- Joel'in marketten çıkarken arkasından tek tek ışıkların sönmesi ve aniden eve geçişi harika bir sahne.

- Filmin benim için en büyük tartışması iyi mi bitti kötü mü sorusu? Joel Clementine'i koridorda durdurmayı başarıyor ve sonlarını bildikleri halde yeniden başlamaya karar veriyorlar böyle bakılınca iyi bitmiş gibi fakat sonuçta kişilik farklılıkları nedeniyle yine aynı sıkıntıları yaşayacak ve muhtemelen yine ayrılacaklar.. Böyle bakınca da film kötü bitti gibi geliyor. Benim yorumum şöyle: İyi bitti, çünkü bu kez kavgaları o raddeye gelse bile bir daha zihinlerini sildirme ihtimalleri olmadığı için barışacaklar. 
- Silme işlemi esnasında gürültü yaparlerken, Mary sevgilisine "onu uyandırmayız değil mi?" diye soruyor tam o sırada Joel'in silinen anılarında da Clementine'in Joel'i öperek uyandırdığı anıda olduklarını görüyoruz. Güzel bir geçiş daha..
- Çirkin değilsin çok güzelsin diyerek Clementine'i öptüğü anı silinmeye başlayınca ilk kez sildirme kararına pişman oluyor.
- Clementine'i çocukluk anılarına veya utancına saklamaya çalışması...
- Yan hikaye olarak işlenen Mary ve Howard 'ın durumu da beni en az ana hikaye kadar etkiledi.. "Seni zavallı çocuk, senin olsun, zaten senindi..."
- OK kelimesi sanırım hiç bu filmin finalindeki kadar anlamlı olmamıştır.

"En azından gel de bir veda yarat, vedalaşmışız gibi yapalım."

- Beni sen sildin!
+ Beni bilirsin aklıma eseni yaparım..

- Bu yönünü seviyorum.

- Bence insanlar çocukların ne kadar yalnız olduğunu anlamıyor.
- Keşke kalsaydım diyorum.. Keşke birçok şeyi yapmış olsaydım. Tanrım keşke.. Keşke kalsaydım.

- Beynin hasar görme riski var mı? 
+ Teknik olarak bu yaptığımız prosedür zaten bir beyin hasarı.

- Kumu fazla abartıyorlar altı üstü küçük taş parçaları..

- Benimle Montauk'ta buluş!

- Onu aklından çıkardın peki ya kalbinden?

- Nasıl görünüyordum? 
+ Bir sırrı olan mutlu biri gibi...

"Unutkanlar şanslıdır çünkü hatalarının derdini çekmezler."

Önceki Filmlerim: 23.Fight Club , 24.The Big Lebowski , 25.Bin-jip , 26.A Clockwork Orange , 27.A Fistful of Dollars , 28.K-Pax , 29.Her Şey Çok Güzel Olacak , 30. Rain Man31.Old Boy , 32.Sleeping with the Enemy , 33.First Blood , 34.The Deer Hunter , 35.Saving Private Ryan , 36.Die Hard , 37.The Prestige , 38.Jerry Maguire , 39.Duvara Karşı , 40.The Ring , 41.Ip Man , 42.Unforgiven , 43.Issız Adam , 44.Dead Man Walking , 45.Atonement , 46.The Pianist , 47.The Shining , 48.Run Lola Run , 49.The Others , 50.Enemy at the Gates 

Yorumlar

  1. çok güzel bir filmdi. bak şimdi yeniden izlemek istedim filmi.

    YanıtlaSil
  2. filmi izlemek yerine senden bir daha mı dinlesem.. cok guzel yazmıssın..

    YanıtlaSil
  3. @selaminko: İzle hocam izle :)
    @karsligalip: Sağol babacım, içimden geldi:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

FELİPE MELO RÖPORTAJI

Djiehoua: Futbol Canavarı

HAYATIMIN FİLMLERİ #41.Ip Man#

HAYATIMIN FİLMLERİ #46.The Pianist#

Şampiyonlar Ligi 3.torba aşkına

Transferdeki akıl durgunluğunun son adımı: Engin Baytar

HAYATIMIN FİLMLERİ #30.Rain Man#

35'lik Cris ve Cruzeiro 2003

HAYATIMIN FİLMLERİ #31.Old Boy#

SPOR TARİHİNİN EN BÜYÜK 10 AYARI